T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
BALIKESİR / EDREMİT - Edremit 15 Temmuz Şehitler İmam Hatip Ortaokulu

Yunus Emre

Mutasavvıf Türk şairi Yunus Emre, Anadolu'da Türkçe şiirin öncüsü olmuştur. Kendisi hakkında tarih kaynaklarında pek fazla bilgi yer almazken, on üçüncü yüzyılın ilk çeyreği ile on dördüncü yüzyılın ilk çeyreğinde yaşadığı belirtilmiştir. Sanat yaşamında halka ve halkın diline hitap eden Yunus Emre sözleri ve şiirleri ile günümüzde hala hayat bulmaktadır.

Yunus Emre, tasavvuf şiirinin en önemli temsilcisidir. Tarihi kaynaklara bakıldığında yaşamı hakkında kesin bilgiler yer almamakla beraber doğum tarihinin 1238 olduğu belirtilmektedir. Ölümü ise 1320 olarak kabul edilmiştir. Sanat yaşamında halka ve halkın diline hitap etmiştir. Türkçeyi çok güzel kullanıyor olması her zaman okunup anlaşılmasında önemli bir rol oynamıştır.

 

YUNUS EMRE KİMDİR?

Bazı kaynaklarda yer alan bilgilere göre, Yunus Emre'nin 1238 yılında hayata gözleri açtığı belirtilmiştir. Vefatının ise 1320 olduğu söylenmektedir. Halk arasında Yunus Emre'nin hayatından kısaca şöyle bahsedilmiştir;

Yunus Emre küçük yaşlarda okula gitmiş ancak alfabeyi bir türlü öğrenemediği için okulu bırakıp çiftçilik yapmaya karar vermiştir. İlerleyen yıllarda çıkan kıtlıktan etkilenmiş, kapısına gelen ihtiyaç sahiplerini geri çevirmeyen Hacı Bektaş Veli'nin kapısını çalmıştır. Hacı Bektaş Veli, Yunus'un samimi ve saygılı davranışlarından çok memnun kalır. Yunus'un buğday için geldiğini öğrenince "Sorun bakalım buğday mı ister, himmet mi?" der. Bu sözleri duyan Yunus "Ben himmeti ne yapayım, karın doyurmaz ki, bana buğday gerek" der. Buğdayını alan Yunus yola çıkar.

 

Yunus Emre, yolda pişman olarak geri dönüp buğday istemediğini ve himmet istediğini söyler. Hacı Bektaş Veli ise o söylediğin artık geçti diyerek himmeti Taptuk Emre'ye verdiğini söyler. Yunus Emre, bunun üzerine yola revan olur ve Taptuk Emre'nin yanına gider. Taptuk Emre'nin dervişi olur ve dergâha odun taşımakla görevlendirilir. Kırk yıl odun taşıdığı dergâha bir tek eğri odun getirmez. Sebebini soranlaraysa "Bu kapıdan içeriye odunun eğrisi bile giremez" der. Taptuk Emre kızını Yunus ile evlendirir ama Yunus şeyhinin kızına kendisini layık görmediği için kıza elini sürmez. Onun tek amacı erenler mertebesine ulaşmaktır. Yunus bir türlü erenler mertebesine ulaşamadığını düşünüp, üzülür ve Taptuk Emre'nin yanından ayrılır.

 

Taptuk Emre'den ayrı geçirdiği zaman içinde başından geçen bazı olaylar sonucunda Yunus istediği mertebeye ulaştığını anlar. Tekrar Taptuk Emre'nin yanına döner ama Taptuk Emre'ye mahcup olduğu için önce karısı ile görüşür. Şeyhinin kendini affetmesini ister. Kadın "Bilirsin gözleri görmez, sen kapının eşiğine yat. O sabah namazına kalktığında ayağı sana dokunur. Bu kim diye bana sorar. Ben de Yunus, derim. Eğer hangi Yunus derse ses çıkarmadan çek git. Yok, eğer bizim Yunus mu derse, kalk şeyhinin eline sarıl" der. Kadının dediğini yapan Yunus şeyhinin ?"Bizim Yunus mu?" sorusu üzerine kalkar şeyhini ellerine sarılır. Bu olaydan sonra da Yunus'un hayatını kaybettiği söylenir.

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 29.12.2023 - Güncelleme: 29.12.2023 12:47 - Görüntülenme: 128
  Beğen | 0  kişi beğendi